Viral Enfeksiyonlar ve Nörodejeneratif Hastalıklar
Tıp ve eczacılık dünyası her geçen gün yeni gelişmelere şahit oluyor. mRNA aşıları, monoklonal antikorlar (mAb), hedeflenmiş ilaçlar, nanofarmakoloji ve daha niceleri…
Ancak tüm araştırmalara rağmen bilimde hala gri olma durumunu koruyan noktalar da var. Bunlardan biri de nörodejeneratif hastalıkların (NH) olası nedenleri ve kesin tedavileri. Alzheimer ve Parkinson hastalıklarına karşı elimizdeki imkanlar sınırlı ve bu hastalıkları tamamen tedavi edemiyoruz.

NH’nin artan insidansı ve tedavisindeki zorluklar göz önüne alındığında, bu hastalığa yakalanmamak büyük önem taşıyor. Bunun için de NH’nin ne gibi olaylarla bağlantılı olduğunu bilmemiz gerekiyor.
Son yıllarda yapılan çalışmalar, NH’nin oksidatif stres ile bağlantılı olduğunu gösteriyor. Bu yazımızda ise konuyu başka bir noktadan ele alacak NH ve viral enfeksiyonlar arasındaki ilişkiyi inceleyeceğiz.
Kristin S. Levine, M.S. ve Hampton L. Leonard, M.S. liderliğindeki iki NIH Center for Alzheimer’s Related Dementias (CARD) veri bilimcisi, FinnGen adlı ulusal Fin biyobankasında muhafaza edilen 300000 kişinin tıbbi verilerini inceledi. NH olan bireyleri mercek altına alan araştırmacılar NH için Alzheimer hastalığı, Parkinson hastalığı, ALS, multipl skleroz, yaygın ve vasküler demans hastalarını incelediler. Daha sonra, bu bireylerin viral enfeksiyonlar nedeniyle önceden hastaneye ziyaret etme durumunu kontrol ettiler. İnceleme süresince Covid-19 ise bu viral enfeksiyonların dışında tutuldu. Araştırmacılar bu tarama sonucunda kayda değer 45 ilişki bulmayı başardı. Ardından yaklaşık 500000 kayıt içeren “UKBioBank” verilerinde de taramalar gerçekleştirildi. 45 sayısı dramatik olarak 22’ye düştü.

Araştırmada, demans hastalığı ile en fazla bağlantı kurulan 4 viral enfeksiyonun viral ensefalit, viral siğiller, tüm influenza türleri ve tüm viral pnömoni türleri olduğu belirlendi. Viral ensefalit geçiren hastaların ise Alzheimer hastalığına yakalanma riskinin yaklaşık 20 kat yükseldiği yine bu çalışmada tespit edildi.
Öte yandan viral influenza ve pnömoni için bu kadar spesifik yorumlar yapmak kolay olmamış. Bu iki viral enfeksiyon tipi neredeyse tüm NH ile ilişkilendirilmiş. Burada şahsi bir yorum yapacak olursam bunun nedeninin bu hastalıklar ile vücudumuz mücadele ederken fazlaca oksidatif stres yaratılmasından dolayı olabileceğini düşünüyorum. Nitekim bu çalışmayı yapan araştırmacılardan Dr. Halls’ın da belirttiği üzere burada bahsedilen viral influenza ve pnömoni hastaları basit olarak bu hastalığı atlatan hastalar değil hastaneye yatışı gerçekleşen hastalar ele alınmış.
Finlandiya verileri üzerinde yapılan daha detaylı analizler, bazı virüslerin neden olduğu risklerin zamanla azalabileceğini gösteriyor. Araştırmacılar, Finlandiya ve İngiltere biyobankalarında ortak olan 22 ilişkinin 16’sını incelemiş. Bu 16 ilişkide, enfeksiyonun bir yıl içinde NH tanısı alma riski yüksek bulunmuş. Ancak, enfeksiyonun teşhisten beş ila 15 yıl önce gerçekleşmesi durumunda bu ilişkilerden sadece altısı klinik açıdan önemli olarak kalmış.
Ayrıca bu çalışma viral enfeksiyonlar ve NH arasındaki ilişkiyi inceleyen ilk çalışma değil. Daha önce 1991 senesinde yapılan bir beyin otopsisinde araştırmacılar Herpes simplex ile Alzheimer hastalığı arasında bir bağ olabileceğini öne sürmüştü. Bir başka çalışma ise 2022 yılında Epstein-Barr virüsü ile multipl skleroz hastalığı arasındaki bağlantıyı incelemişti. Geçmişte yapılan her iki çalışma da bu yazımıza konu olan çalışma gibi geçmişe dönük verileri incelemeye dayanmaktadır.
Bu çalışmalar, viral enfeksiyonlar ve nörodejeneratif hastalıklar arasında bir bağlantı olduğunu göstermektedir. Ancak, bulgular kesinlik kazanmadan önce daha fazla araştırmaya ihtiyaç süreleri ve daha kapsamlı analizler içermelidir. Toplamda 800000 kişilik bir örneklem ve 10-15 yıllık bir takip süresi her viral enfeksiyon için yeterli olmayabilir. Bu da aslında bu çalışmaların nihai olmadığını gösterir.
Çalışmanın kıdemli yazarlarından ve NIH CARD İleri Analitik Uzman Grubu lideri olan Dr. Nalls yaygın olarak halihazırda kullanılan aşıların viral hastalıkları önlemedeki etkinliğinin, nörodejeneratif bozukluklar için de umut vadettiğini savunuyor. Yani tabii ki influenza aşıları NH’ı önlediği hakkında herhangi bir veri yok. Ancak söz konusu aşılar viral influenza ve pnömoniye bağlı hastanelere yatışı azalttığı için bu hastalıklarla ilişkili NH yaşanma riskini de azaltıyor diyebiliriz.
Son olarak nörodejeneratif hastalıklar (NH) karmaşık ve çok faktörlü bir hastalık grubudur. Virüsler bu hastalıkların tek nedeni olmasa da önemli bir risk faktörü olarak ortaya çıkabilir. Viral enfeksiyonların önlenmesi ve tedavisi, nörodejeneratif hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde önemli bir rol oynayabilir, diyebiliriz.

Bilimle kalın!